Avrupa Kupalarında İkinci Perde

Konferans Ligi’nde bu yıl çoğunlukla Avrupa Ligi’ne kıyasla bir alt segment takımlar yer aldı. Yine de arada Tottenham, Roma gibi Şampiyonlar Ligi ayarında takımlar da vardı. 

Gelelim kurallara… İkinci yarıda grup ikincisi olan sekiz takım ve UEFA Avrupa Ligi grup üçüncüsü olan sekiz takım aralarında birinci eleme turunu oynayacaklar. Bu turun galibi olacak sekiz takım, Konferans Ligi gruplarından lider olarak çıkan sekiz takımla karşılaşarak Son 16 Turu oynayacaklar. Dolayısıyla grup liderleri için ikinci yarı rahat başlayacak çünkü Mart ayını bekleyecekler.

Birinci eleme turu için makas açıklığı olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü UEFA Avrupa Ligi üçüncüleri ile Konferans Ligi grup ikincileri arasında ciddi derecede kadro kalitesi farkı var. Avrupa Ligi gruplarından Marsilya, Celtic, Leicester City, Fenerbahçe gibi takımlar, M. Tel-Aviv, Partizan, Randers gibi takımlar karşısında mutlak favori gibi gözüküyor. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin de olası Tottenham eşleşmesi hariç Son 16 için önü açık gözüküyor. Grup ikincilerin kontenjanına muhtemel şekilde girebilecek Tottenham meselesine birazdan detaylıca değineceğim.

Mart ayına davetiye alan grup liderlerinde Roma, Feyenoord, Basel, AZ Alkmaar gibi takımlar var. Jose Mourinho patronluğundaki Roma’nın turnuvaya oldukça motive olduğunu söyleyebiliriz çünkü Mou daha önce bir basın toplantısında bu kupanın ilk galibi olmak istediğini söylemişti. Bir diğer üst klasman takım da Tottenham fakat onlar grup aşamasında bile bu lige çok fazla asılmadılar. İkinci yarıda ne olur bilemeyiz.

Tottenham Meselesi

Tottenham-Rennes maçı Tottenham takımında artan Covid-19 vakaları nedeniyle ertelenmişti. Grup aşamasının tamamlanmayan tek maçı konumunda. Erteleme maçında eğer Tottenham Rennes’i mağlup edebilirse grup ikincisi olarak üst tura çıkacak. Olası bir beraberlikte maç uzayacak va kaybetmeleri halinde Avrupa kupalarına veda edecekler. Onlara kadro kalitesi olarak turnuvanın favorisi diyebiliriz fakat bahsettiğim gibi grup aşamasında bile kendilerini vermediler. Belki de böyle bir hikaye final yolunun motivasyon kapısı olur.

UEFA Avrupa Ligi’nde de biraz önce Konferans Ligi’nde bahsettiğim aynı sistem geçerli. Şampiyonlar Ligi grup üçüncüsü olan sekiz takım, UEFA Avrupa Ligi grup ikincisi olan sekiz takımla birinci eleme turu oynayacak ve kazanan sekiz takım, UEFA Avrupa Ligi grup lideri olan sekiz takımla karşılaşacak. Grup liderleri yine Mart ayını bekleyecek. Bu yıl tıpkı 1990 sonlarında olduğu gibi yeni turlarda daha çok Şampiyonlar Ligi’nde görmeye alıştığımız takımlar mevcut. 

Birinci ön eleme turu için konuşursak, bir tarafta Real Betis, Lazio, Olympiakos, Napoli, Real Sociedad gibi köklü kulüplerden oluşan grup ikincileri var, diğer tarafta RB Leipzig, Porto, Borussia Dortmund, Atalanta, Sheriff, Zenit, dünya devi Barcelona ve bu kupayı defalarca kazanmış Sevilla gibi kulüpler var. Birinci tur Şampiyonlar Ligi kıvamında geçecek diyebiliriz.

Barcelona yeni teknik direktörü Xavi yönetiminde kupanın mutlak favorisi durumunda. Borussia Dortmund da süper yıldızı Haaland ile en tehlikeli kulüpler arasında. Fakat bu kupada bildiğiniz üzere her an her şey olabiliyor.

Bu kapışmadan galip çıkıp ikinci tura kalanları ise Olympique Lyon, Monaco, Spartak Moskova, E. Frankfurt, Galatasaray, Kızılyıldız, B. Leverkusen, West Ham United gibi kulüpler bekliyor olacak. 

Bu yıl UEFA Avrupa Ligi hiç olmadığı kadar çekişmeli geçecek.

Gelelim en büyüğüne, en iyilerin oyununa… Şampiyonlar Ligi’nde sistem değişmedi. Grup aşamasının üçüncüleri UEFA Avrupa Ligi’ne giderken grupların birinci ve ikincileri Son 16 Turu’nu oynayacaklar ve birinciler ikincilerle eşleşecek. 

Manchester City, Liverpool, Ajax, Real Madrid, Bayern Münih, Manchester United, Lille ve Juventus’tan oluşan grup liderleri, PSG, Atletico Madrid, S. Lisbon, Inter, Benfica, Villarreal, RB Salzburg ve Chelsea takımlarıyla eşleşecekler.

Messi’li, Neymar’lı, Mbappe’li PSG, geçtiğimiz yılın Şampiyonlar Ligi şampiyonu Chelsea ve Simeone yönetimindeki turnuva canavarı Atletico Madrid’in grup liderlerinin uykusunu kaçırdığına eminim. Bu takımların grup liderleriyle eşleşmeleri büyük ihtimalle erken final havasında geçecek. PSG’nin bu kupayı kazanmayı herkesten çok istediğini biliyoruz. Eğer bu yıl da kupayı alamazlarsa bambaşka şeyler konuşabiliriz.

Liverpool’un da Atletico Madrid, Porto ve Milan’dan oluşan grupta tüm maçlarını kazandığını da unutmayalım. İnanılmaz bir formları var. Jürgen Klopp ligi kazanamama ihtimalinin artması durumunda Şampiyonlar Ligi’ni bir kez daha kazanmak için ekstra motive olacaktır.

Bayern Münih de Liverpool gibi tüm maçlarını kazandı ve her zamanki vitesinde giderse kaybetmemek için hiçbir sebepleri yok. Ayrıca Real Madrid ve Manchester United gibi kulüplerin eski formlarından bir nebze uzak olduğunu düşünüyor olabiliriz fakat böyle büyük organizasyonlarda kulüplerin “büyüklükleri” de konuşabiliyor.