Avustralya Açık için geri sayım sürüyor. Tam olarak üç aylık süre kaldı ve halihazırda yeni bir aşı krizi mevcut. Avustralya’nın Melbourne şehrinde düzenlenecek turnuva için Victoria eyaletinin aldığı karara göre turnuvada görev yapacak herkese aşı zorunluluğu getirilecek.
Tüm dünyada olduğu gibi Avustralya Açık katılımcıları konusunda aşı ve özgürlük tartışmaları yaşandı, yaşanmaya devam ediyor. Bir taraf kimseye aşı için baskı veya zorlama yapılmaması gerektiğini savunurken diğer taraf turnuvanın sağlıklı geçmesi açısından aşısız kimsenin alana bile girememesini savunuyor. Gün sonunda, eyalet yetkilileri Avustralya Açık’ta görev alacak tüm personellere aşı zorunluluğu getirdi. Oyunculara karışıp karışamayacağı hala bir merak konusu.
Novak Djokovic, aşı olmayacağını açıklamıştı ve bilhassa Rafael Nadal sert bir şekilde Djokovic’in aşı olmasının zorunlu olduğunu söylemişti. Eğer durum böyle ilerlerse, dünya bir numarası Novak Djokovic inadında ısrar ederse Avustralya Açık’ta onu göremeyebiliriz.
Polemiklere bir katkı da Andy Murray’den geldi. Henüz aşı yaptırmayan tenisçileri hedef alıp aşı olmayanların tenis oynamasına bile izin verilmemesi gerektiğini savundu. Avustralya’nın ada ülkesi olması sebebiyle mevcut hükümetin aşı konusunda sert olduğu biliniyor ve ibrenin bir tık Murray tarafında olduğunu söyleyebiliriz.
Roger Federer’in yaşadığı sakatlıklar sonrası turnuvalara katılım durumları için mutlaka açıklama beklememiz gerekiyor. 2022’de kortlara dönmek istediğini açıklamış olsa da sağlık durumu önündeki en büyük engel. Hatırlatayım, 2021’de sadece iki turnuvaya katılabilmişti. Yavaş yavaş Federer için tenis kariyerinin sonuna geliyoruz.
Asıl sorulması gereken soru şu: Son şampiyonun yarışmadığı (Djokovic), ekselanslarının olmadığı bir Avustralya açık ne derece keyif verir? Bu sorunun cevabı çok önemli bir bam teli.
Aslında Sıla’yla tam da bu konuyla ilgili bir yazı yazmıştık. Federer’in sahneden çekilmesiyle yıllardır süren Nadal-Federer-Djokovic triosunun da sonunun yakınlaşmasına, erkek tenisinde Zverev, Tsitsipas, Medvedev, Thiem ve Shapovalov gibi isimlerin üst sıraları domine etme potansiyeline değinmiştik. Belli mi olur, bakarsınız tüm bu gelişmeler bir katalizör niteliği taşır. Daha önce Avustralya Açık kazanmamış bir ismi şampiyonluk kupasıyla poz verirken görebiliriz.
Demem o ki, 17 Ocak’ta Avustralya Açık’la 2022’ye merhaba dediğimizde, erkek tenisi için yepyeni bir dönemin başlangıcını yaşayabiliriz. Şayet Djokovic ve Federer’i turnuvada göremezsek, Melbourne şehri yeni dönemde nelerin yaşanacağına dair ipuçlarıyla dolu bir turnuvaya tanıklık edecek.
EMMA RADUCANU SORDURUYOR: YENİ BİR WILLIAMS MI GELİYOR?