Red Light 2050
Hayat Rehberi

Red Light 2050

Akademisyenler geleceğin dünyasına şöyle bir bakıp çıkmak için, 2050'nin Amsterdam’ında geçen seksi bir senaryo kurguladı.

Amsterdamlılar, 2040’ların başını pek hatırlamak istemez. Cinsel yollarla bulaşan, ilaçlara dayanıklı virüsler, o yıllarda binlerce ölüme yol açtı. Genetik mutasyona uğrayan HIV iyice güçlenmişti. Yine o yıllarda, fuhuş ve yetişkin eğlencesinin dünyadaki bir numaralı adresi olarak gösterilen meşhur Red Light bölgesi bir korku bataklığı haline geldi. İnsan kaçakçılığı vakaları üst üste patlıyordu. Dünyanın uzak köşelerinden kaçırılıp, Red Light’ta zorla çalıştırılan genç kız ve erkeklerin sayısı katlanarak artmıştı. Ekonomik bekasını seksle beslenen turizm endüstrisine bağlayan Amsterdam’ın şehir konseyi gidişattan hoşnut değildi. Konsey şehrin iyiden iyiye yıpranan şöhretini düzeltmek için çareler aramaya başladı ve buldu. Çözümün adı Yub-Yum. Şehrin güzide kanallarından Singel üzerinde, 17. yüzyıldan kalma bir evde hizmet veren Yub-Yum, 2045’te açılmasıyla birlikte Amsterdam’a uğrayan işadamlarının gözdesi haline geldi. Geçen beş senede şöhreti bütün dünyayı saran kulübe herhangi bir gece damlayan bir müşteri, üzerine hemen hiçbir şey giymemiş, sarışın, kumral, kızıl ve hepsi olağanüstü güzel, 100’e yakın kadının masalar arasında koşturduğunu görebilir. O masalarda oturmanın tek kuralı bonkör olmak. Çünkü Amsterdam Şehir Konseyi’nden ruhsatlı Yub-Yum’ın eşiğinden içeri adım atmak 10 bin dolara patlıyor. Bu bedeli ödeyene her şey serbest. Masaj, kucak dansı, cinsel ilişki... Kulübün dünyanın herhangi bir yerindeki benzer bir mekanla arasında sadece bir fark var: Orada çalışan kadınların hiçbiri insan değil. Yub-Yum’da seks, masaj ve striptizi androidler yapıyor. Yeni Zelandalı iki akademisyenin elinden çıkma bu gelecek senaryosu, ciddiyetiyle tanınan bilim-kültür dergisi Futures’ın mayıs sayısında yayınlandı. Wellington Üniversitesi’nden Ian Yeoman ve Massey Üniversitesi’den Michelle Mars, beraber kaleme aldıkları Robotlar, İnsanlar ve Seks Turizmi başlıklı makalede, 40 yıl sonrasının dünyasına yarım saatliğine bir bakıp çıkıyor. Amaçları gitgide gelişen robot teknolojisinin umulmadık bir alanda hayırlara vesile olup olmayacağı hakkında fikir yürütmek. Mesele şu: Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin (UNODC) verilerine göre, an itibarıyla 2.5 milyon insan fuhuş sektöründe zorla çalıştırılıyor. Yeoman ve Mars ise “Ticari seks robotları, insan kaçakçılığını azaltacak” diyor. Yazarlara göre mekanize seks sayesinde cinsel yolla bulaşan hastalıkların oranı da düşecek.

İnsandan daha becerikli

Yazarlarımız kafaları hızlı çalışan, pragmatik kişiler olduğundan, kuru kuru rakam vermek yerine, hikayeyi Amsterdam’a taşıdı. Yukarıda okuduğunuz hayali gece kulübü Yub-Yum’ı kurup, robotları sermaye yaptılar. Epey de ilgi topladılar. Şimdi ortada gayet hassas bir konu duruyor. Robotların halihazırda birçok işe el attığını biliyoruz. Tuvalet temizleyen de var, yaşlılara göz kulak olan da. Yatak odalarına girmesi zaten an meselesiydi. Yeoman ile Mars, bu iş ticarete döküldüğünde ne olacağını soruyor. İnsan kaçakçılığı ve cinsel hastalıklara karşı paratoner vazifesi tamam ama robot genelevlerinin akla düşürdüğü (ve yazarların tartıştığı) başka sorular da var. İnsanlar robotlarla seks yapmayı benimseyecek mi? Ya da bu yeniliği kabullenip insan partnerlerini boşlayacaklar mı? Robotlarla seks, “aldatma” sınıfına mı girecek, mastürbasyondan hallice mi görülecek? Robot genelevleri hem kadınlara hem erkeklere mi hizmet verecek? Robotlar insan seks işçilerinin yerini alacak mı? Böyle civcivli bir konuda zihin cimnastiğine girildiğinde, soruların sonu gelmez. Neyse ki cevap var. İlkinden başlayalım. Makalenin yazarları, robotlarla seksin 2050 yılı gelip çattığında bugünkü kadar tuhaf tınlamayacağını öne sürüyor. Söylediklerine göre ne robotlar şimdiki robotlara benzeyecek, ne biz şimdiki bize benzeyeceğiz. Hadi robotlar bir kenara da, bizi ilgilendiren kısmı şu: Makale geleceğin toplumunda cinsellikteki sınırlarımızın daha belirsiz olacağını öne sürüyor. Yazarlardan, isminin önünde “seksolog” titri de bulunan Dr. Michelle Mars, “İnsanlar bu sınır deneyimleri gitgide daha çok talep edecekler, hatta bunlara bağımlı hale gelecekler” diyor: “Bizi zorlayan ve yeni kişisel alanlara taşıyan deneyimler yaşamak isteyeceğiz. Deneyim, lüksün yeni tanımı olacak ve seks robotları da onu elde etmeye yarayan araçlar haline gelecek.” Lafı uzatmaya gerek yok. Mars, robotların sekste becerikli olacağını, hatta insanın aklını başından alacaklarını söylüyor. Teknoloji, seks endüstrisi ve estetik cerrahideki gelişmeler bugünkü hızıyla devam ettiği takdirde, robotlar hem teknik, hem artistik puanları fazla fazla toplayacak. Makalenin gece kulübü-randevuevi kırması Yub-Yum’da çalışan robotları “Farklı etnik köken, vücut tipi, yaş, lisan ve cinsel özelliklere sahip ilah ve ilaheler” diye tarif etmenin amacı da bu zaten. Bahsedilen, erkeğiyle kadınıyla güzel, becerikli ve sağlıklı bir fahişe prototipi... Yazarlar bakteriye dirençli dokudan mamul, teni insana yakın seks robotlarının her ilişkiden sonra dezenfekte edildiğini söylüyor. Ya da buna benzer bir şey. Artık işlemi kafanızda nasıl kurarsanız... Sonuçta olaylar 2050’de yaşanıyor. 


"Robotlarla seks caiz mi?" ve devamı bu ayki GQ'da!

İZLE
Serenay Sarıkaya GQ Global Creativity Awards Gala Gecesine Hazırlanıyor
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası