Daha uzun yaşamak Michael Houtz; Getty Images
Wellness

Olumlu Düşünceler Gerçekten Daha Uzun Yaşamanıza Yardımcı Olabilir mi?

Yaşlanma bilimi uzmanı Dr. Becca Levy, yaşlanmayı takıntı haline getirmenin hayatınızdan yıllar alabileceğini savunuyor.

İşte sizin için bir egzersiz: Yaşlı bir insanı düşünün (büyükanne ve büyükbabanız yaşındaki birini) ve aklınıza gelen ilk beş kelimeyi ya da ifadeyi listeleyin. Şimdi listenizi düşünün. Sözleriniz olumlu muydu yoksa olumsuz mu? Bu, Dr. Becca Levy'nin halk sağlığı ve psikoloji profesörü olduğu ve yaşlanma konusunda ülkenin önde gelen araştırmacılarından biri haline geldiği Yale'de verdiği Sağlık ve Yaşlanma dersinin ilk gününde öğrencilerine yaptırdığı bir egzersiz.  Öğrencilerinin cevapları “bunak” ve “inatçı”dan “çok yürür” ve “nazik”e kadar değişiyor. Ancak kelimelerin çoğunluğu ve özellikle de ilk birkaçı olumsuz olma eğiliminde.

Yeni kitabı Breaking the Age Code: How Your Beliefs About Aging Determine How Long & Well You Live’de (Yaşlanma Hakkındaki İnançlarınız Ne Kadar Uzun ve İyi Yaşayacağınızı Nasıl Belirliyor?) de belirttiği gibi, olumsuz düşünmek bir soruna yol açabilir. Araştırmaları, kültürlerin yaş hakkında olumsuz düşünme eğiliminin -kendisinin “olumsuz yaş inançları” olarak adlandırdığı- yaşlandıkça sağlığımızı olumsuz etkileyebileceğini gösteriyor. Başka bir deyişle, sürekli olarak yaşlandıkça fiziksel ve bilişsel olarak gerileyeceğimizi düşünmek, bu gerilemeyi daha hızlı bir şekilde beraberinde getirebilir.  Özellikle şok edici bir çalışmada, Dr. Levy yaş hakkında nasıl düşündüğünüzün yaşam sürenizi yedi buçuk yıla kadar artırabileceğini veya azaltabileceğini buldu. “Toplumsal temelli yaş inançları sağlığımızı ve yaşlanmanın biyolojik belirteçlerini etkiliyor.” diyor. “Nasıl yaşlandığımız söz konusu olduğunda, toplum genellikle sebep, biyoloji ise sonuçtur.”

Dr. Levy, yaşlanmanın zararlı etkilerini inkâr etmediğini, sadece bu etkilerin hepsinin kaçınılmaz olmadığını ve daha da önemlisi, yaşlanma hakkındaki düşüncelerimizi değiştirerek bunlardan kaçınma şansımızı artırabileceğimizi söylüyor. Laboratuvarında, denekleri daha fazla olumluluğa maruz bırakarak dengelerini, hafızalarını ve hatta yaşama isteklerini geliştirmeyi başardı. Bu, nabzı atan herkesi ilgilendiren bir araştırma, çünkü hepimiz Victor Hugo'nun bir zamanlar dediği gibi, “ölüm cezası altındayız, ancak süresiz bir erteleme ile.” GQ kısa süre önce Dr. Levy ile kitabı ve laboratuvarında işe yarayan müdahalelerin hepimizin kendi erteleme süremizi biraz daha uzatmamıza nasıl yardımcı olabileceği hakkında telefonda konuştu.

GQ: Olumlu yaş inancı ile olumsuz yaş inancı arasındaki farka bir örnek verebilir misiniz?

Dr. Levy: “Olumlu yaş inançları”na dahil olan kelimeler, olumlu olarak değerlendirilen ve yaşlı insanları temsil eden kelimeler olacaktır. Örneğin, “bilgelik” ve “yaratıcılık” olumlu kelimelerken, “kırılganlık”, “yaşlılık”, “gerileme” olumsuzdur.

GQ: Genel olarak, Amerikan toplumu olumlu yaş inançlarından çok olumsuz yaş inançlarına sahip olma eğilimindedir, doğru mu?

Dr. Levy: Doğru. İyi haber şu ki, olumsuz yaş inançları yaygın olsa da, çoğu insan olumlu yaş inançlarının da farkındadır. İnsanlara “Yaşlı bir insanı düşündüğünüzde, aklınıza gelen ilk beş kelime veya cümle nedir?” diye sorduğumuzda, ilk birkaç cümle veya kelimenin daha olumsuz olduğunu, ancak genellikle dördüncü veya beşinci kelimede olumlu bir şeyden bahsettiklerini gördük.

GQ: İnsanların yaşlandıkça daha iyi oldukları şeylerden bazıları nelerdir?

Dr. Levy: “Üstbilişte” ya da “düşünme üzerine düşünmede” bir gelişme olduğunu gösteren bazı araştırmalar var. Kişiler arası çatışmaları ve siyasi çatışmaları çözmede, farklı yaratıcı çözümler üretmede iyileşme olabilir. Ruh sağlığı nitelikleri gelişebilir: duygu düzenleme, farklı duyguların daha fazla farkında olma ve daha sonra bunları yararlı bir şekilde kullanma. Hayatın gözden geçirilmesinin (kişinin hayatının farklı bölümlerini anlamlı bir şekilde değerlendirme ve bundan dersler çıkarma becerisi) ilerleyen yaşlarda arttığı tespit edilmiştir.

GQ: Kitapta, “Yaşlanmanın kaçınılmaz bir zihinsel ve fiziksel gerileme dönemi olduğuna dair popüler anlatı yanlıştır.” yazmışsınız. Yaşlandıkça gerilemediğimizi mi, yoksa bunun düşündüğümüzden farklı şekillerde ya da daha az belirgin olduğunu mu söylüyorsunuz?

Dr. Levy: Buradaki anahtar kelime kaçınılmaz olmak. Bazı fiziksel ve ruhsal sağlık sonuçlarında büyüme ve iyileşme görebileceğimize dair pek çok işaret var. Olumlu yaş inançlarını güçlendirdiğimizde, insanların, yaşlanma ile ilişkilendirilen ve yaşlanmanın kaçınılmaz sorunları olarak görülen sonuçlarda iyileşme gösterdiklerini tespit ettik. Örneğin, yaşlı katılımcılarda epizodik hafızanın gelişebildiğini gördük.

GQ: Yaşlılar hakkında sahip olduğumuz olumsuz stereotiplere müdahale etmenin ve bunları değiştirmenin yolları neler olabilir?

Dr. Levy: Yöntemlerden biri, yaşlanmaya ilişkin çeşitli, olumlu imgelerden oluşan bir portföy geliştirmektir. İnsanlara yaklaşık beş olumlu yaşlı rol modeli, hayran oldukları yaşlı insan örnekleri oluşturmalarını öneriyorum. Bazıları kişinin kendi hayatından - büyükanne ve büyükbabalar veya akrabalar - bazıları da daha geniş bir dünyadan seçiliyor. Ardından, o kişide gerçekten hayranlık duydukları ve kendilerinde geliştirmek ve güçlendirmek istedikleri bir veya iki niteliği düşünmelerini istiyorum. Örneğin bu nitelikler mizah, iş ahlakı, sosyal adalet duygusu olabilir.

GQ: Buradaki fikrin, olumsuz yaş inançlarına sahip olmanın - yaşlı insanların zayıf veya bunak olduğuna inanmak - Alzheimer veya demans gibi şeylere neden olduğu değil, ancak bu hastalıkları önlemeye yardımcı olabilecek şeyleri yapma olasılığımızı azaltabileceğini söylemek doğru olur mu? Konuyu daha basit bir şekilde anlamaya çalışıyorum da.

Dr. Levy: Araştırmamda incelediğim üç mekanizma var. Davranışsal mekanizmalar: Daha olumlu yaş inançları edinen birinin iyi beslenmek ve egzersiz yapmak gibi faydalı veya önleyici sağlık davranışlarında bulunma olasılığı daha yüksektir. Bir de psikolojik düzey var: Daha olumlu inançlar edinen biri daha üstün veya sağlıklı olma duygusuna sahip olabilir. Üçüncüsü ise fizyolojik düzeydir: Burada stres büyük bir etkendir. Farklı stres biyobelirteçlerine baktık ve daha olumlu yaş inançları edinen insanların strese karşı daha düşük kardiyovasküler tepki seviyelerine ve stres biyobelirteci olan daha düşük kortizol seviyelerine sahip olma eğiliminde olduklarını gördük. Dolayısıyla, eğer bir kişi daha olumlu yaş inançları edinmişse, bu faydalı mekanizmalara yol açar ve bunlar da sağlığı iyileştirebilir ya da olumsuz sağlık sonuçlarından bazılarının riskini azaltabilir.

GQ: Dolayısıyla, insanlar yaşlanırken sağlık sürelerini veya yaşam sürelerini nasıl artırabileceklerini bilmek istiyorlarsa, bu üç yönlü bir saldırı olacaktır: psikolojik, fizyolojik ve davranışsal yönlere odaklanmak. Doğru mudur?

Dr. Levy: Kitabın yaş inançlarına yükselen bir faktör olarak baktığını söyleyebilirim. Yaşa dair inançlar gibi yukarı yönlü bir faktörün değiştirilmesi dalgalanma etkisi yaratabilir ve daha sonra akışın aşağısındaki şeyleri etkileyebilir. Bazı müdahalelerin her zaman etkili olmadığı, çünkü bu faktörlerden bazılarının daha büyük yapısal, toplumsal, kültürel arka planını dikkate almadıkları söylenebilir. Olumlu yaş inançlarını güçlendirebilirsek, dalgalanma etkisiyle, bu davranışsal, psikolojik ve fizyolojik mekanizmalardan bazılarını olumlu yönde etkileyebilecek ve bu da sağlık sonuçlarını etkileyecek.

GQ: Söylediğiniz ve araştırmanızın gösterdiği şey, toplum genelinde yaşlıların aşağılandığı bir kültürde yaşayarak hepimizin kendimizi daha hızlı yaşlandırdığımız yönünde. Yani hepimiz bir şekilde bu tasvirler yoluyla kendimizi yaşlandırıyor muyuz?

Dr. Levy: Evet doğru. Ayrıca bunların biz farkında olmadan işleyebildiğini de biliyoruz. Farkındalığımızı artırabilir, kontrolü ele alabilir ve maruz kaldığımız mesajları ve bunlara maruz kaldığımızda bunları nasıl sorguladığımızı düzenleyebilirsek, önemli bir noktaya gelebiliriz. Toplumsal düzeyde, yapısal yaş ayrımcılığını azaltmanın yollarını bulabilirsek, ideal olan bu olacaktır.

GQ: Bu fikri biraz daha açmak için Botoks hakkında konuşabilir miyiz? Botoksa olan ilgi artışı, yaşlanma ve kültürel yaş inançları hakkındaki bazı fikirlerle nasıl kesişiyor?

Dr. Levy: Botoks uygulamalarında ve yaşlanmanın fiziksel belirtilerini azaltmaya yönelik farklı kozmetik prosedürlerin kullanımında bir artış söz konusu. Ne yazık ki, genç insanlara odaklanan reklamların sayısı da giderek artıyor. Yaşlanmayla ilgili korku yaratmakta bir kazanç var. Bu mesajlar ne yazık ki toplumdaki bazı olumsuz yaşlılık inançlarını teşvik ediyor.

GQ: Merak ediyorum, bu yapısal bir yaş ayrımcılığı örneği mi, yoksa sadece basitçe bazı insanların kırışıksız olmayı tercih etmesi mi?

Dr. Levy: Kitapta odaklandığım konu, reklamcılığın rolü ve olumsuz yaş inançlarını ve yaşlanma korkusunu teşvik eden reklamlar yoluyla elde edilen büyük ticari kârdı. Yapısal düzeyde müdahale edebileceğimiz yerlerden biri de bu: reklamları yaş anlamında çok daha pozitif hale getirmek ve sunulan reklam ve imaj türlerinde çok daha fazla heterojenlik göstermek.

GQ: Yapısal yaş ayrımcılığının bazı yaygın biçimleri nelerdir?

Dr. Levy: İnsanların üzerinde çok fazla düşünmediği terimler vardır; örneğin, aslında her yaşta ortaya çıkabilecek bir unutkanlığı tanımlamak için “yaşlılık anı” terimini kullanmak gibi. Ancak bu, unutkanlığı yaşlanmaya özgü bir şey olarak kategorize etme eğilimidir. Ayrıca, yaşlılarla bebek ya da çocukmuş gibi konuşma eğilimi olan yaşlı konuşması diye bir şey de vardır. İnsanların bu terimleri kullanmaya başlaması gerçekten çok kolay oluyor.

GQ: Amerika'da yaş ayrımcılığıyla mücadele etmenin bir başka yolunun da kendilerini bireylerden ziyade daha büyük bir ağın parçası olarak gören diğer kültürlerden ders almak olduğunu söylüyorsunuz. Bu, yaşlanmayı deneyimleme şeklimizi nasıl değiştirebilir?

Dr. Levy: Bazı yaş pozitivisti kültürler kolektivist fikirlere sahiptir ve bunun bir parçası da farklı nesillerin bir araya gelmesini kucaklayan bir kültüre sahip olmaktan kaynaklanıyor olabilir. Amerika Birleşik Devletleri, yaşların en fazla bütünleştiği ülkelerden biriyken, yaşların en fazla ayrıştığı ülkelerden biri haline geldi. Bu yaş pozitivisti ülkelerin ideallerinden biri de kuşaklar arasında daha fazla temas ve anlamlı iletişim kurmaktır. Yaşlar arasındaki önyargı ve ayrımcılığın ve ayrıca olumsuz inançların üstesinden gelmenin en iyi yollarından birinin kuşaklar arasında anlamlı temas veya paylaşılan anlamlı faaliyetler olduğunu gösteren araştırmalar var. İnsanların bu yaş inançlarına nasıl meydan okuduklarının gerçek örneklerini görmek, yaşlanmayla ilgili bazı yanlış anlamaları ve mitleri yıkabilir. Kuşaklar arası iş yerlerinin daha üretken ve daha yenilikçi olabileceğini gösteren bazı araştırmalar da mevcut.

GQ: Yale'de Sağlık ve Yaşlanma dersi veriyorsunuz. Gençlerin bu araştırmaya nasıl tepki verdikleri konusunda sizi en çok şaşırtan şey nedir?

Dr. Levy: Genç insanlar genellikle kültürde var olan yaş ayrımcılığının farkında değil ve bunun nedeni kısmen yaşa göre ayrılmış bir toplumda yaşıyor olmamız. Gençlerin günlük yaşamda yaşlı insanlarla karşılaşma ve etkileşime girme fırsatları genellikle sınırlı ve bu yaş ayrımcılığı o kadar çok yerde dolaylı olarak veya farkında olmadan işleyebiliyor ki, gözümüzün önünde olanı görmek genellikle zor oluyor. Ancak çoğu genç insanın, yaş ayrımcılığının farkına vardıklarında, bu konuda gerçekten öfkelenmeye başladıklarını gördüm. Genellikle buna meydan okumanın ve üstesinden gelmenin yollarını bulmak istiyorlar. Dolayısıyla, bu toplumsal hareketin potansiyel genç müttefiklerinin var olduğunu fark etmek memnuniyet verici.

Bu röportaj düzenlenmiş ve kısaltılmıştır.

BU İÇERİK İLK OLARAK GQ US WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.

İZLE
Murat Bür’le Wellness’a Giriş
İLGİLİ İÇERİKLER sağlık Wellness olumlama
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası