Şu an orada durumlar nasıl?
Selina: Milano’da vaka artışı bir süredir düşüktü fakat son zamanlarda arttı. Restoran ve barlar yeniden kapanıyor. Fakat benim de vakit geçirdiğim yerler değişti zaten, artık katedralin önünde veya kanal kenarında buluşuyoruz. İşletmeler açılınca daha çok dışarı çıkmaya başladım ama dışarıyı eskisi kadar da özlemiyorum açıkçası.
Doğa: Şu an New York’ta barlar, mağazalar, restoranlar açık ama belli bir saatte kapanıyorlar. Herkes maskeli geziyor ama sosyal hayat var; fakat New York’un eski kalabalığı yok tabii. Okulum korona dolayısıyla çok sıkı, her hafta test oluyoruz. Öğrenciler aşı olmaya başladı. Burası birçok yerden daha rahat olduğu için bir tık daha şanslı olduğumun farkındayım ama yine de hayal ettiğim üniversite hayatını yaşamak mümkün değil. Hava soğuk olduğu için dışarıda da oturamıyoruz. O yüzden genel olarak sıkıcı açıkçası.
Bora: Avusturya da şu an ki durum aslında Türkiye’den farksız. Üniversitelerden tutun restoranlar hoteller her yer kapalı. Kısmi vaka artışına göre sokağa çıkma uygulamasına geçiliyor. Son zamanlardaki vaka sayısı azalışı sebebiyle her eyalet kendince karar alıyor.
Çağıl: Japonya’da şu anda ikinci olağanüstü halin içindeyiz, ama gündelik hayatta çok bir değişiklik yok açıkçası. Kafe, restoran ve barlar dahil her yer açık, sadece akşam vakti biraz daha erken 20.00’da kapanıyorlar. Herkes maskesiyle çıkıp normal hayatına devam ediyor.
Fotoğraf: New York, Getty Images
Eğitim yılının başında beklentilerin nasıldı? İkinci dalga seni şaşırttı mı?
Selina: Bizim okul yarı online başladı, öyle süreceğini düşünüyordum. Geldiğimde herkes çok rahattı, insanlar maske takmıyordu ve barlar açıktı o yüzden böyle devam eder diye düşünüyordum.
Doğa: Açıkçası daha kötü bir gidişat bekliyordum çünkü ABD Haziran’da çok kötüydü; iki ay sonra okullar kapanır ve geri dönerim diye düşünüyordum. Hatta başka ülkelerde üniversite okuyan arkadaşlarıma daha özgür olacaklar diye imreniyordum. Fakat düşündüğümün tam tersi oldu. Okulun test konusunda sıkı olması çok sevdim ama aynı zamanda da üzerimde bir baskı da hissediyorum.
Bora: Sene başında beklentim öncelikle okula başlayabilmekti ancak pandemi sebebiyle vize işlemlerim gecikti ve okula giriş sağlayamadım. Bende bu süreyi Almancamı geliştirerek harcadım. Yaşanan ikinci dalga sonrasında maalesef her yer kapandı. Ne yazık ki ikinci dalga sebebiyle vize işlemlerim gecikti.
Çağıl: Japonya pandeminin ilk başladığı ülkelerden biri. 2020 Şubat’ında yaşadığım Yokohama şehrine Princess Diamond adındaki gemi yanaşmış ve içindeki yüzlerce kişide Covid-19 tespit edilmişti. Buna rağmen, burada durum Avrupa ve Türkiye’deki kadar kötüleşmedi. Herhalde en şaşırdığım kısıtlama, Mart’ta Japonya’nın sınırlarını yabancılara kapatıp halen daha açmaması oldu. Ben de bu kısıtlamadan dolayı geçen sene Eylül ayına kadar Japonya’ya dönemedim. Döndüğümde ise buradaki kısıtlamaları Türkiye’dekilere göre çok hafif bulduğumu söyleyebilirim. Türkiye’de bulunduğum süre zarfında derslerim online olarak devam etti. Şu anda Japonya’da olmama rağmen online olarak hocamla konuşmaya devam ediyoruz.
Okuldan nasıl arkadaş edinebildin?
Selina: Şimdilik Türkiye’den tanıştığım, Milano’da okuyan arkadaşlarımla görüşüyorum. Üç kişilik bir grubum var. Bir ara Tinder’dan insanlarla tanışmaya bile çalışmıştım. Online derslerde sohbet ettiğim insanlar olmuştu ama fiziksel arkadaşlıklardan çok farklı.
Doğa: Okula ilk geldiğimde öğrencilere açık grup chat’ler vardı ve orada buluşmalar ayarlanıyordu. Ben de birkaç buluşmaya katıldım, herkesle yakın arkadaş olamadım tabii ama arkadaşlıklar geliştirdim. Onun dışında liseden ve başka yerlerden daha önceden tanıdığım arkadaşlarım vardı. Online derslerden de arkadaşlar edindim ama onlarla çok yakın ilişki kuramadım maalesef.
Bora: Bu sene okuldan maalesef arkadaş edinemedim. Ancak geçen sene gittiğim dil kursundaki insanlar ile hala irtibat halindeyim.
Çağıl: Bu eğitim yılı hiç yeni arkadaş edinemedim. Pandemi öncesi tanıştığım arkadaşlarımla buluşmaya ve internette görüşmeye devam ediyorum sadece.
Fotoğraf: Milano, Getty Images
Süreç içinde kurduğun arkadaşlıkları normal günlerde kurduklarınla nasıl kıyaslarsın?
Selina: Genel olarak tanıştığım herkesle daha az görüştüğüm için yakın arkadaşlıklarım olmadı. Arkadaş grubumu daralttım diyebilirim.
Doğa: İki fark var. Öncelikle süreç içinde tanıştığın arkadaşlarınla daha bağlı oluyorsun çünkü şu an arkadaş bulmak daha zor. “Bu insanla devam ettirmem gerekiyor.” gibi bir düşünce var gibi hissediyorum. Fakat şu da var, biriyle yakın olabilmek daha çok çaba sarf etmen gerekiyor. Mesela benim üniversitemin yurt odalarına herkes istediği gibi giremiyor. Bu o kadar iyi bir şey değil, haftada yedi gün görebileceğin insanı iki gün görüyorsun mesela.
Çağıl: Geçtiğimiz sene aynı okuldan, daha hiç gerçek hayatta görmediğim birkaç kişiyle Instagram ve Twitter’dan birbirimizi eklemiştik. Daha arkadaşız diyemem ama sosyal medya üzerinden bir bağımız var galiba.
Şehrin şu anki daha sakin hali hakkında ne düşünüyorsun?
Selina: Milano her zaman kalabalık. Mesela havalar sıcak diye şu an herkes dışarıda. Geçen gün yürüyemedim kalabalıktan. Pandeminin başlarında balkondan müzik yapan insanları gördüğümde çok eğlenmiştim. Daha sonra ise şehirde sürekli polis anonsları duymaya başladım, bununla birlikte Milano bir distopyayı andırmaya başladı. Fakat o zamanlarda bu sürecin kısa süreceğini düşündüğüm için bana korkunç değil de ilginç gelmişti.
Doğa: Şehirde pandemi öncesinde yaşamadım, o yüzden hayal edemiyorum. Bana sokaklar şu anda da kalabalık geliyor mesela, fakat halka göre bu normal zamanın %15’i bile değil. Bence şu an da güzel, parkların daha sakin olmasını seviyorum mesela. Fakat şehrin kalabalık halini de görmek istiyorum, o zamanı gerçekten New York’ta yaşadığı hissedeceğimi düşünmüyorum.
Bora: Viyana geçen aylara göre inanılmaz rahatladı diyebilirim. İkinci dalga sürecinde Viyana’da beklemeyeceğim kadar fazla vaka sayısı açıklanıyordu ve bu hali hazırda büyük endişe vericiydi. Ama şu an şehir çok kötü durumda değil.
Fotoğraf: Tokyo, Getty Images
Bir sonraki yıl için beklentilerin ne?
Selina: Artık o kadar tahmin edemiyorum ki… Bir sonraki sene karantina devam ediyor olursa okulu dondurmayı düşünüyorum fakat yine de burada kalırım herhalde. Her şeye rağmen burada yaşamayı çok seviyorum.
Doğa: Normal bir üniversite hayatı istiyorum. Arkadaşlarımla buluşmak, daha özgür gezebilmek, partilere gidebilmek istiyorum. Korona bitsin istiyorum, tek beklentim bu. Tiyatrolara, mesela Broadway’a, veya okul kulüplerine rahat bir şekilde gidebilmek istiyorum.
Bora: Bir yıl sonraki beklentilerim başta pandeminin seyrinin azalması ve eğitim yönünden eksik kalmamak. Dünya geneli olduğundan bir sene içerisinde biteceği gözüyle bakmasam da aşılanma hızından ve daha bilinçli yaşama ile bu kötü sıkıcı süreci hızlıca atlatmayı umuyorum. Okuyacağım bölümden ötürü de bir sene sonrası için yazılım konusunda kendimi daha da geliştirmek istiyorum.
Çağıl: Japonya’da Temmuz’da gençler aşı olmaya başlayacak diye konuşuluyor. O zamana kadar kendime dikkat edip, aşı olduğum zaman ailemi ziyaret etmek için Türkiye’ye dönmeyi düşünüyorum.
Bir ben var benden içeri: Pandemi günlerinde içe dönmek yazısı için linke tıklayın.