Neden Öğle Yemeğinden Sonra Bitkin Düşüyorsunuz (ve Bu Halsizliği Bugünden İtibaren Nasıl Önleyebilirsiniz) © Getty Images / GQ France - Derin Dogruoglu
Wellness

Neden Öğle Yemeğinden Sonra Bitkin Düşüyorsunuz (ve Bu Halsizliği Bugünden İtibaren Nasıl Önleyebilirsiniz)

Öğle sonrası halsizliğin gerçek sebeplerini ve yemek sonrası yorgunluk yaşamamak için neler yapabileceğinizi keşfedin.

Masadan kalktınız. Güzelce yediniz, belki de fazla kaçırmadınız ama bir türlü odaklanamıyorsunuz. Gözleriniz kapanıyor, aklınız başka yerlere kayıyor ve tek isteğiniz bir kanepe bulup uzanmak. Bu duruma postprandiyal somnolans, yani yemek sonrası uyku hali deniyor. Oldukça yaygın ama pek de bilinmeyen bir fizyolojik durum. Gerçekte yemeğin ardından vücudunuzda neler olduğunu anlamak için GQ, diyetisyen beslenme uzmanı Vanessa Bedjaï-Haddad’a danıştı. O da konuyla ilgili yanlış bildiklerinizi bir bir yıkacak.

Sindirim = Yavaşlayan Beyin

İlk efsaneyi yıkmakla başlayalım: Yemek sonrası halsizlik, sanıldığı gibi sadece öğle saatlerinde değil, akşam yemeğinden sonra da olur. Ancak gün ortasında daha belirgin hissedilir çünkü o sırada çalışıyor olmanız beklenir. “Akşamları zaten doğal olarak yavaşlama evresine gireriz, bu yüzden yemek sonrası yorgunluk o saatlerde daha az fark edilir” diyor Vanessa Bedjaï-Haddad. Aslında sindirim, günün hangi saatinde olursa olsun vücudun mevcut enerjisinin büyük kısmını kullanır. Adeta vücut, yürütülen metabolik işlemleri halledebilmek için beyni geçici olarak devre dışı bırakır.

Açıkçası, yemek yedikten sonra vücut “öncelik sindirim” moduna geçer. Mide çalışmaya başlar, pankreas besinleri parçalayacak sindirim enzimlerini salgılar, karaciğer yağları çözmek için safra tuzlarını devreye sokar. “Tüm bu süreç, yediğiniz besinleri bağırsaklardan geçebilecek, kana karışabilecek ve hücrelerinize ulaşabilecek mikro moleküllere dönüştürmeyi amaçlar” diyor uzman. Ancak bu süreç enerji açısından oldukça maliyetlidir.

Hangi Gıdalar Halsizliğe Sebep Olur?

Peki bizi yoran gıdalar hangileri? Şaşırtıcı değil: Çok yağlı, çok şekerli ve rafine karbonhidrat açısından zengin yiyecekler. Listenin başında ise şunlar var: Poğaçalar, kızartmalar, beyaz ekmek, beyaz makarna, şekerli tatlılar ve ağır soslu ya da doymuş yağlarla yapılan yemekler. “Bu yiyecekler sindirimi daha uzun sürer ve kan şekerinde ani yükselişlere, ardından sert düşüşlere yol açar” diyor Vanessa Bedjaï-Haddad. Başka bir deyişle, enerji seviyeniz önce hızla yükselir… sonra yere çakılırsınız. Buna reaktif hipoglisemi veya halk arasında bilinen adıyla büyük bir enerji düşüşü denir.

Peki bunu önlemek için ne yapmalı? Öğün atlamak kesinlikle çözüm değil. “Bir öğünü atlamak, ilerleyen saatlerde hipoglisemiye veya şiddetli bir açlığa yol açabilir. Bu da sizi saat 16.00’da rastgele bir atıştırmalığa yöneltir” diyor uzman. Ancak vücudunuza bu şekilde hızlı bir şeker yüklemesi yapmak, tam da kaçınmanız gereken şey.

Sindirim Yorgunluğunu Önlemek İçin Ne Yemeli?

Peki öğle yemeğinden sonra uyanık kalmak (ve verimli olmak) istiyorsanız nasıl beslenmelisiniz? Yanıt birkaç basit kurala dayanıyor: Kan şekeri dalgalanmalarını sınırlamak ve sindirimi kolaylaştırmak için besin çeşitliliğine önem vermek. Uzmanın önerdiği ideal tabak şöyle olabilir:

  • Glütensiz, protein ve kompleks karbonhidrat bakımından zengin bir tahıl olan kinoa içeren bir tabak.

  • Lif, vitamin ve sıvı desteği sağlayacak şekilde çiğ ya da ızgara sebzeler.

  • Ağır soslar olmadan, sadece bir miktar zeytinyağıyla pişirilmiş tavuk ya da balık filetosu.

  • Tatlı olarak taze meyve ya da sade yoğurt.

Sonuç? “Daha rahat bir sindirim, dengeli kan şekeri ve yemekten bir saat sonra enerji düşüşü yaşamamak” diyor Vanessa Bedjaï-Haddad.

Bir diğer basit ama etkili öneri: Yemekten sonra 10-15 dakikalık kısa bir yürüyüş yapmak. Bilimsel olarak kanıtlanmış — sindirimi hızlandırır, uyanıklığı artırır ve ağırlık hissini azaltır.

Ayrıca yemek yerken dik pozisyonda oturmakta da fayda var. “Bu, göğüs kafesinin açık kalmasını sağlar ve mideye yardımcı olur” diye ekliyor uzman.

Ekstra öneriler: Yavaşça çiğneyin, iki lokma arasında nefes alın ve ekran karşısında yemek yemekten kaçının. İçecek konusunda ise; diyet gazlı içecekler ya da sürekli kahve içmek yerine, öğünün başında içeceğiniz bir bardak su çoğu zaman vücudunuzun toparlanması için yeterlidir. Vanessa Bedjaï-Haddad’a göre, hidrasyon yorgunlukla mücadelede temel faktörlerden biridir.

Kestirmek mi, Kestirmemek mi?

Hepimizin 14.30 civarında hayalini kurduğu kestirme gerçekten faydalı olabilir… tabii doğru şekilde yaparsanız. Yani, 1 saat 30 dakikalık derin uykuya dalıp uyandığınızda kendinizi sersemlemiş hissetmek pek de iyi fikir değil. 10 ila 20 dakikalık kısa bir şekerleme, vücudu yeniden şarj etmek için ideal. Gece uykusunu da olumsuz etkilemeden enerji seviyenizi yükseltir.

Özetle:
Öğle sonrası halsizliği kader değil. Yemekten sonra da üretken kalabilirsiniz. Bu durumu doğal kabul etmek ya da yaşlanmayla ilişkilendirmek doğru değil. Öğle sonrası o meşhur halsizlik, yemeğinizin içeriği, yaşam tarzınız, uyku düzeniniz ve hatta duruşunuzdan kaynaklanan karmaşık bir mekanizmanın sonucudur.

Yani, bir dahaki sefere 14.07’de toplantıda gözleriniz kapanırken kendinize şu soruyu sorun: Bugün ne yedim? Çünkü sizi yoran şey sadece patronunuz olmayabilir… Belki de tabağınızdır.

BU İÇERİK İLK OLARAK GQ FRANCE WEB SİTESİNDE YAYINLANMIŞTIR.

İZLE
Denge 2025 Kapak Yıldızı Hakan Kurtaş
İLGİLİ İÇERİKLER
İlgili Başlıklar
Daha Fazlası