Tek bir gülümsemesiyle, insanın, hayatın tüm karmaşıklıkları arasında yine de zarafet ve dengeyle gezinebileceğinin, aynı zamanda olumlu ve moral verici bir tavrı koruyabileceğinin kanıtı gibi güzel oyuncu. Siz de ne olursa olsun, her zorluğu gülümsemeyle karşılayın olur mu? Yenseniz de yenilseniz de... Çünkü en sihirli dönüştürme gücü, inanın sadece bu basit jestte saklı. Ve unutmayın gülümsemek her kalbin kilidine uyan tek anahtardır.
Oral-B’nin marka yüzü olarak cömertçe paylaştığı gülümsemesi zafer getirmeyi hedefleyen bir totem gibi.
Oyuncular ve sporcuların kariyer yolculuklarının ne kadar benzediğini, hayal kurmanın yanında pes etmeden çalışmanın ve disiplinin yetenekten bile daha önemli olduğunu, milli takım elçisi olma yolculuğunu, triatlon yarışlarını, Paris Olimpiyatları’nı ve çok daha fazlasını GQ kapak çekiminde konuştuk Yağmur’la. “Gerçek duyguların peşinden gitmek, aktörün en büyük görevidir” sözü mottosuymuş. Gelecek nesil sporcular ve oyuncu adaylarına; “Bir gün mutlaka hayallerinize kavuşacaksınız” diyerek onları cesaretlendirdiği keyifli sohbetimize buyurun.
Samimi ve içten bir gülümsemenin kişinin özgüvenini artırdığını, pozitif enerjisini yansıttığını ve sosyal ilişkilerinde büyük bir fark yarattığını düşünüyorum. Oral-B ile “Tarihi Değiştiren Gülüş” temalı “Oral-B iO Şarjlı Diş Fırçası” ve “Oral-B 3DW Clinical Diş Macunu” özelinde çok güzel 2 farklı reklam filmi çektik. Reklam filminde, benim de ikonik gülüşlerinden ilham aldığım Marilyn Monroe, Hürrem Sultan, Marie Antoinette ve Kleopatra gibi tarihin güçlü kadın karakterlerini canlandırdım. Çekimler çok keyifliydi, ortaya çok da güzel bir iş çıktı ve Oral-B ile tarihi değiştiren gülüşleri birlikte yansıtmaya devam edeceğiz.
Oral-B, yıllardır sporu ve sporcuyu destekleyen markalar arasında yer alıyor. İstanbul Modern’in Stüdyo STEAM isimli bir eğitim atölyesine sponsor olarak desteğini sanat alanına da taşıdı. Bu sebeple, ruhumu yansıtan spor ve sanata bu kadar destek veren bir markanın yüzü olmak beni çok mutlu ediyor. Tarihi değiştiren gülüşleri hedefleyerek başlattığımız yolculuğumuzu "A Night At The Museum Gala Event” gecesiyle duyurduk. Gülüşlerin gücüne inanarak çıktığımız bu yolda, sağlıklı gülüşlerin değerini vurgulamak ve insanların ağız sağlığına olan farkındalığını artırmak önceliğimiz. Ben de her zaman ikonik ve güzel bir gülümsemenin insanların hayatında büyük bir fark yarattığına inandığım için Oral-B'nin bu konudaki misyonuna katkıda bulunmak bana büyük bir mutluluk kaynağı oluyor.
Milli takım elçisi olma fikri, spor ve futbol sevgimden doğdu. Üç sene önce 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde A Milli Kadın Futbol Takımımız ile sahaya çıktım. Çok anlamlıydı. O projenin içinde olduğum için, en önemlisi de milli takım formasını giydiğim için çok mutluydum ve o günden beri bir bağımız oluştu. Birçok projeye dahil oldum ve zamanla da ailenin bir parçası oldum. Bu ailenin bir parçası olmak ve bu duyguları yansıtabilmek, hem taraftarlarla hem de takımla bir bütün olmaktan dolayı çok mutluyum.
Milli takım elçiliğini oyunculuktaki gibi kendimden farklı bir rol olarak görmüyorum. Milli takım hepimizin hayatının içinde önemli bir parça zaten. Ben her zaman her yerde milli takımın maçlarını izliyorum, sporun her dalında milli sporcularımızı takip ediyorum. Bütün milli sporcular ailemizin bir parçası ve bizi gururla temsil ediyorlar. Ben de gurur ve mutlulukla onlara destek oluyorum. Milli takımımızın EURO 2024 yolculuğunda “elçi” olarak dünyanın dört bir yanından taraftarlarımızla bir araya gelmek, onlarla tek yürek olmak, sevinç ve üzüntülerimizi birlikte yaşamak tarifsiz bir deneyim oldu benim için. Milli takımın hepimizi gururlandıracağına ilk günden beri kalpten inandım. Turnuva boyunca milli ruhun en üst seviyede hissedilmesi ve tek yürek olarak tüm Türkiye’nin takımımıza destek olmasının inanılmaz bir duygu olduğunu düşünüyorum.
Geçen yıl İstanbul’da düzenlenen triatlon yarışlarını Şahika Ercümen ile birlikte başlatmıştık. Benim için harika bir deneyimdi. Triatlon yarışlarının olduğu gün Belçika’ya gidip milli voleybolcularımızın şampiyon olduğu maçı izledim. Şampiyon olacağımıza yürekten inanıyordum ve şampiyonluk maçına yakından şahit olmak ve onlarla bu heyecanı paylaşmak istedim. Paris Olimpiyatlarına da gideceğim. Şimdiden çok heyecanlıyım. Milli sporcularımızın Paris Olimpiyatlarında da büyük başarılar elde edeceklerine inanıyorum.
Spor hayatımın olmazsa olmazı. Daha önce lisanslı basketbol ve voleybol oynadım. Birçok spor dalını deneyimledim ama bireysel sporlara göre daha çok takım sporlarını seviyorum. Sporun bana yaşattığı duygular bambaşka. Özellikle de takım sporları. Takım olmak, birlik olmak, başarıları, heyecanları, üzüntüleri, mutlulukları birlikte yaşamak, paylaşmak, kısaca bir takımın parçası olmak beni mutlu ediyor. Sanırım spora bu kadar tutkuyla bağlanmamı sağlayan en önemli sebep bu.
Ben hayatımın her anından, yaşadığım her deneyimden bir oyuncu olarak çok besleniyorum. Dolayısıyla ister elçi olarak, ister taraftar olarak yaşadığım her duyguda, sevinç, üzüntü, heyecan, empati gibi bambaşka deneyimler yaşıyorum.
Kim bilir belki bir gün sporun içinden bir hikayede yer alır ve bu deneyimlediğim bütün duyguları orada yansıtma fırsatım olur.
Güneşi Beklerken projesinde Melis karakterinin hayatımda farklı bir yeri olmuştu. Travmaları olan bir karakterdi ve benim için her bölüm sürprizlerle doluydu. Bilmediğim alanlarda araştırmalar yapıyordum ve yeni şeyler keşfediyordum. Problemli bir karakteri canlandırırken yaptığı kötü davranışlara rağmen o karakterle empati kurulması ve karakterin yaptıklarının anlaşılması hatta sevilmesi benim için çok önemliydi. Bulimia hastası bir karakteri canlandırıyordum ve o süreçte bu hastalığı yaşayan birçok kişi ile de iletişim kurmuştum. Hatta ekip arkadaşlarımla birlikte tedavi süreçlerinde onları motive etmiştik. İyi ki dediğim ve çok severek oynadığım karakterlerden biriydi Melis. Bir karakteri canlandırırken kalplere dokunabilmek benim için çok kıymetli ve beni mesleğime bağlayan en önemli şey.
Hayatımın her alanında planlama yaparak ilerliyorum ama oyunculuk kariyerimde her şey doğru senaryoya bağlı olduğu için senaryoyu ve hikayeyi kalpten hissettiğim an o yolculuğa çıkabiliyorum. 3. Gün filmi keyifle çalıştığım ve tatlı bir proje oldu. Genel olarak benzer projelerde yer almaktan kaçınıyorum ama tür olarak tekrar romantik komedide oynamayı çok istiyorum.
Karakteri oynarken tüm kalbinizle ona inanmanız ve onu benimsemeniz çok önemli. Oynadığım her karakter birbirinden farklıydı. Hepsinde mutlaka benden bir parça vardı. Her karakterde benden ne kadar farklı olsalar da kendimden bir parça eklemenin karakteri daha gerçekçi ve samimi yaptığına inanıyorum.
Amerikalı yönetmen, aktör, yapımcı, oyuncu hocası, çok önemli bir isim olan Lee Strasberg’in A Dream of Passion kitabı benim için en ilham verici kitapların başında gelir. Oyunculuk metoduyla ilgili bu kitabı oyuncu adayı herkese tavsiye ederim.“Gerçek duyguların peşinden gitmek, aktörün en büyük görevidir.” sözü benim mottomdur diyebilirim.
Christopher Nolan: Inception (Başlangıç) ve Interstellar (Yıldızlararası), Quentin Tarantino: Pulp Fiction (Ucuz Roman), Steven Spielberg: Schindler’s List (Schindler’in Listesi), David Fincher: Fight Club (Dövüş Kulübü) sevdiğim yönetmenler ve aklıma ilk gelen unutulmazlarımdan.
Seramik mezunuyum ve yıllardır tasarım yapıyorum. Son dönemde beni en çok heyecanlandıran ise Atatürk Kültür Merkezi için yaptığım tasarım. Bir hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Tasarım ve üretim süreci 8 ay sürdü. Seramikleri AKM’nin Sadi Diren tarafından tasarlanan karolarından ve Hayati Tabanlıoğlu’nun çizimlerinden esinlenerek oluşturduk. Bu projede yirmi bine yakın seramik karo kullandık. AKM’de bir dokunuşumun olması beni çok gururlandırıyor.
Günlük hayatımda daha çok spor şık kombinler tercih ederim. Rahatlık benim için önemli olsa da, şıklığı da göz ardı etmemeye çalışırım. Trendleri takip etmek hoşuma gider, trendlerin kendimi ifade etmenin ve stilimi güncellemenin güzel bir yolu olduğunu düşünüyorum. Spor şık kombinlerimde genellikle rahat ama şık pantolonlar, basic tişörtler ve sneaker tercih ediyorum.
Özel bir geceye hazırlanırken stil danışmanım ile hazırlanıyorum. O gecenin teması ve varsa iletmek istediğimiz mesajdan yola çıkıyoruz. Kendisiyle harika bir enerjimiz oluştuğuna inanıyorum ve ona güveniyorum.
Bu süreçte sporcularla oyuncular arasındaki kariyer yolculuğunun ne kadar benzediğini keşfettim. Her iki meslek de yoğun çalışma, disiplin ve tutku gerektiriyor. Her şey hayal kurmakla başlıyor. İstikrarlı bir şekilde pes etmeden çalışmak, konfor alanından çıkmak çok önemli, hatta yetenekten bile daha önemli olduğuna inanıyorum. Hata yapmaktan korkmamak ve başarının her gün yapılan küçük çabaların toplamı olduğunu unutmamak gerek. Vazgeçmeden, inançla yolunuza devam ederek mücadeleden asla vazgeçmeyin. Bir gün mutlaka hayallerinize kavuşacaksınız.