Liminal Alanlarımız, Yeni Yaşam Alanlarımız
DAHASI+

Liminal Alanlarımız, Yeni Yaşam Alanlarımız

Bu kelimeyi ilk kez duyuyor ve anlamını merak ediyor olabiliriz. Henüz bu şekilde tanımlamasak da, aslında hepimiz uzun süredir sadece liminal alanların içindeyiz.

“Liminal” kelimesi Latince’de “ eşik ” anlamına gelen “limen” kelimesinden geliyor. Bize tanıdık gelen ve kendimizi rahat hissettiğimiz bir alandan çıktıktan sonra bir sonraki aşamaya ve alana geçmeden önce içinden geçtiğimiz alanlara liminal alanlar deniyor . O eşik anlarında ne geri gidebiliyoruz ,ne de henüz ileriye geçebiliyoruz .

 

Mekandan bağımsız olarak baktığımızda mezuniyet , boşanma , taşınma , işten ayrılma , ergenliğe geçiş gibi dönemler hayatımızın önemli liminal alanlarını oluşturuyor . Örnek olarak Cuma günü bir işten ayrıldığımızı düşünelim ; hemen bir sonraki Pazartesi günü yeni bir işe başlayacak olsak bile aradaki hafta sonu liminal alandır . Boşanma gibi olmasa da ve içinde olumsuzluk barındırmasa da, o iki gün boyunca bile bir boşluk hissi yaşarız.

 

Otel koridorlarını ya da ofis merdivenlerini fiziksel boyuttaki liminal alanlar için örnek olarak verebiliriz . Liminal alanların en önemli özelliği insanlara kendilerini çok iyi hissettirmemeleridir . O alanlardan geçmeyi kısa süreli olduğu sürece normal görsek ve kabul etsek de, bir otel koridorunda ya da ofis merdivenlerinde biraz uzun zaman geçirdiğimizde kendimizi rahatsız hissederiz . Odamızdan çıkmış olmakla birlikte henüz bir sonraki mekanımıza adım atmadığımız için hiçbir zaman kanıksa ya mayacağımız yerlerdir liminal alanlar.

 

ahmet akın liminal alan

 

Havaalanları da liminal alanlardır bizim içimiz . Bazılarımız hiç sevmez ve hep endişeyle hazırlanır havaalanlarında geçireceği saatlere . Diğer taraftan havaalanlarını sevenlerimiz için bile, aktarma uçuşunun gecikmesi gibi durumlarda , orada geçirdiğimiz süre uzadığında liminal alan rahatsızlığı üzerimize çökmeye başlar . Aslında yine farklı bir liminal alan olan uçağa girdiğimizde bile bir rahatlama hissederiz .

 

Farklı bir açıdan baktığımızda , içinde öğrenci ve öğretmen olmayan boş bir okul da liminal alan için iyi bir örnek oluşturur . Daha önce duvarlarında öğrenci seslerinin yankılandığı bir yer olan ve bir süre sonra tekrar öğrenci ve öğretmenlerle dolu bir mekana dönüşecek olan okullar ara günlerde liminal alanlardır . O zamanlarda bir okul binasına girdiğinizde tam olarak tanımlayamasak da rahatsı z edici olduğundan emin olduğumuz bir boşluk hissi yaşarız . 2020’de okulların aylarca boş kalması , bizleri liminal alanların geçici olduğu düşüncesini artık gözden geçirmeye davet ediyor.

 

İçinden geçtiğimiz pandemi döneminde bir türlü içinden geçemediğimiz bir liminal alan tecrübesi yaşıyoruz . 2019’un sona ermesiyle pandemi öncesi dönemden çoktan çıkmıştık . Pandemi sonrası dönemin gerçek anlamda ne zaman başlayacağını ise henüz bilmiyoruz . Bünyemiz bu kadar uzun süre eşikte durmaya alışık değil . Bizler eşik dediğimiz şeyi bir adımda geçmeyi biliyoruz . Şimdi ise içinde bulunduğumuz liminal alan bir türlü geçmek bilmiyor.

 

Dünya tarihine baktığımızda i ki düzenin arası nda her zaman kaos olduğunu görürüz . Pandemi nedeniyle içinde yer aldığımız liminal alan şimdi bize bir kaos yaşatıyor . Hem de çok büyük bir kaos . O zaman kaosla olan ilişkimizi gözden geçirmemiz gerekiyor . İşte tam burada , “ İnsanın Anlam Arayışı ” kitabının yazarı Viktor Frankl’ın “ Kaygıdan kurtulmaya çalışmak yerine kaygıya sarılın . Kendiliğinden ortadan kalktığını göreceksiniz .” sözünü hatırlayabiliriz . Belki de hayatımızın en büyük liminal alanını oluşturan bu dönemde kaygılarımızı yaratıcı çözümlere dönüştürerek hep birlikte hayata devam etme konusunda ne kadar becerikli olabileceğimizi gördük . 2021’e Budist rahipler gibi zihninimizi tüm endişelerden arındırmış bir şekilde giremeyeceğimize göre , galiba en iyisi liminal alanlarla olan ilişkimize yeniden bakmak ve eninde sonunda hayat boyu liminal alanlarda yaşaya cağımızı hiçbir zaman unutmamak.

İlgili Başlıklar
Daha Fazlası