28 Ağustos tarihine kadar Twitter tarihinde en çok beğeniyi (4.3 milyon), Barack Obama’nın 13 Ağustos 2017’de Nelson Mandela’nın “Kimse ten rengi, geçmişi ya da dini nedeniyle bir başkasından nefret ederek doğmamıştır” mesajıyla paylaştığı tweet almıştı. Bu rekor, Black Panther filminin başrol oyuncusu Chadwick Boseman’ın 43 yaşında kolon kanserinden öldüğünü 29 Ağustos’ta kendi hesabından duyuran haberle kırılmış oldu. Sadece iki hafta içinde 7.7 milyon kişinin bir tweetle etkileşime geçmesinin en temel nedenini, Türk izleyiciler çok iyi tanımasa da, Chadwick Boseman’ın herkes tarafından sevilen ve saygı gören kişiliği oluşturuyor. Aynı zamanda bu kadar yetenekli bir oyuncuyu çok erken bir yaşta ve aniden kaybetmenin yarattığı şaşkınlığı ve hayal kırıklığını da unutmamamız gerekiyor.
Black Panther’deki rolüyle sinema tarihinin ilk siyah kahramanını oynayarak kendi köklerini onurlandıran Boseman, epey kısa hayatının en önemli rolü sayesinde yeni bir kahramanlık anlayışına da öncülük yapmış oldu.
Chadwick Boseman’ın, ilk siyah kahraman olması kadar önemli bir özelliği daha var: O bir kral. Hem de Afro-fütürist bir kurguyla tasarlanmış bir ütopya olarak Afrika’da gizli şekilde varlığını sürdüren Wakanda’nın kralı. Bu yüzden Boseman’ın kaybıyla dünya, sadece Afrika kökenliler için değil, aynı zamanda yeryüzündeki herkes için geleceğe yönelik umut veren Wakanda’nın kralı T’Challa’yı da kaybetmiş oldu.
1966 yılında Fantastic Four çizgi romanıyla başlayan Black Panther ve Wakanda hikâyesinin yarattığı umut ve verdiği ilham öyle bir noktaya geldi ki, R&B yıldızı Akon bu sene 2 Eylül’de, Senegal’de 6 milyar dolarlık bir yatırımla Wakanda’dan esinlenen, güneş enerjisiyle çalışan Akon City isimli fütüristik bir şehir kurmak için harekete geçtiğini açıkladı. Wakanda’nın bir hayal ürünü olmanın ötesine geçerek, gerçek bir deneyime dönüşmesi için ilk adımı Akon bugünden atmış oldu. Kurgusal bir yaratımın bu kadar büyük çaplı bir yatırıma ilham vermesini yaratıcılığın etki alanının genişliğinin en iyi örneklerinden biri olarak görebiliriz.
Peki Wakanda neden tüm dünyada milyonlarca kişiyi heyecanlandırıyor? İnsanlara ve insanlığa hangi açıdan umut veriyor?
Pazarlama dünyasında ikonik bir söz, jest ya da hareket yaratarak geniş kitlelere yaymak, markaların en büyük hayallerindendir. O kelimeleri duyduğumuzda ya da o hareketi gördüğümüzde zihnimizde doğrudan oluşan marka eşleşmesi bir marka için gelinen çok değerli bir noktadır. Markaların bu yöndeki çabaları büyük reklam yatırımlarıyla desteklenmeden kendiliğinden viral olarak yayıldığında etkisi daha büyük ve daha uzun soluklu hale geliyor. Marka olmanın ötesinde bir ütopyayı temsil eden Wakanda’nın selamı işte bu çabanın en başarılı örneklerinden. NBA tarihini en önemli oyuncuklarından LeBron James ile dünyanın en başarılı Formula One sürücülerinden Lewis Hamilton’ın, Chadwick Boseman’ı Wakanda selamıyla uğurlaması kral ölse bile mirasının yaşamaya devam edeceğini gösteriyor.
Dünya giderek daha da distopik bir hâle bürünürken, Chadwick Boseman’ın kaybı, Wakanda gibi bir ütopyayı sevmemenin ve tüm insanlık için #wakandaforever hayali kurmamanın mümkün olmadığını bizlere hatırlattı. Sevmek ve hayal kurmaktan başka ne yapabiliriz? Kralı ölmüş olsa da, Wakanda’yı dünya üzerinde aramaya başlayabiliriz. Bulamazsak da en baştan yaratabiliriz. Neden olmasın?
Bu yazı Sonbahar 2020 sayısında yayınlanmıştır.