Kesin bilgi: sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Sağlam vücudu da en yakın spor salonunda bulabilirsiniz. Ama ısrar ederseniz. Tamam, salon aidatlarının yüzde 90’ının çöpe gittiği şehir efsanesi değil ama yine de yüzde 10’luk dilimde ferahlık, omuzlarınızda da bir iş görmenin saadeti var. Az şey mi?
* Kurallar kitabının arka sayfalarından gelsin: Ağırlık kaldırırken içerideki o dev aynalara bakmayın. İnsanın çalışırken kendini seyretmesinin belki bir cazip tarafı vardır ama spor salonunda yok. Hadi adlı adınca yazalım, hiç “cool” değil. Hiç olmayacak.
* Salona her gittiğinizde aynı insanları görüyorsanız, bilin ki onlar başka bir kabilenin insanları. Aynı değilsiniz. Eşit şartlarda değilsiniz. Onlar ne yapıyorsa siz de yapmayın, örnek almayın, üzülürsünüz.
* İki alet arasında usulca dolanıp yüzünde hayatın anlamını az önceki setlerde çözmüş ifadesi taşıyan arkadaşın aklından o sırada tam olarak ne geçiyor? Hiç öğrenemeyeceksiniz.
* Altın kural: Yanınızdaki alette çalışanla, çaktırmadan bile olsa, rekabete girmeyin. Daha fazla, daha hızlı koşacağım, ben daha seri pedal basarım diye düşünülmez, ayıptır. Hem çaktırmamak diye bir şey yok. Belli oluyor.
* Rakam saymak, spor salonu hastalığı. Saymayın. Kalori, hız, mesafe göstergeleri arada bir bakıp kendinizi ayarlamanız için var. Motivasyon için başka bir uğraş bulun.
Haberin devamı GQ Türkiye Temmuz sayısında ve iPad edisyonunda
