Fitness ve vücut geliştirme sporuyla haşır neşir olanların çoğu, testosteron hormonunun bu sporlardaki öneminin ne denli büyük olduğunu bilir. Gelişim sürecinizde oynadığı rol çok büyüktür. Testosteron seviyenizin düşük seviyelerde seyretmesi kas kütlenizde, kemik kütlenizde ve de cinsel istediğinizde azalmaya neden olabilmektedir.
Testosteron yalnızca fitness tutkunları için gereklilik arz eden bir hormon değildir. Özellikle erkeklerde orta yaş duvarını aştıktan sonra azalmaya başlayan testosteron seviyesi birçok sorunun beraberinde getirebiliyor. Azalan testosteron düzeyi kas kütlesi ve fiziksel görünümün yanında kalp ve prostat sağlığını da olumsuz yönde etkileyebiliyor. Neyseki testosteron seviyenizdeki negatif eğilimi minimuma indirgemek için günlük hayatınızda yapabileceğiniz, sizi olumlu yönde etkileyecek bazı değişiklikler var.
İlk olarak spor yapmaya devam etmeniz, spor yapmıyorsanız da düşük tempoyla spor yapmaya başlamanız gerekebilir. Doğru şiddette yapılan ağırlık antrenmanları sadece kendinizi iyi hissetmenizi ve özgüveninizi artırmanızı sağlamakla kalmaz. Ağırlık, yani diğer ismiyle direnç antrenmanlarının bilhassa erkeklerdeki serbest testosteron seviyesini büyük oranda artırdığı bilinmektedir. Üstelik bu antrenmanları haftada iki gün yapmanız bile bahsettiğim pozitif etki için yeterli olabilmektedir.
Ağırlık antrenmanlarınızı doğru dozda kardiyo ile birleştirmek de testosteron seviyenizdeki düşüşü büyük oranda engelleyecek ve sağlığınız ve görünümünüz konusunda işinizi sağlama almanıza yardımcı olacaktır. Zira bel çevreniz ne kadar genişse testosteron seviyeniz o kadar düşük seviyede olacaktır. Yani vücut kitle indeksiniz orantısız bir şekilde yükselirse, cinsiyetiniz fark etmeksizin testosteron seviyeniz düşecektir. Bu durumu kardiyoyla engelleyebilir ve gereksiz yağlarınızdan kurtulabilirsiniz.
Bu arada yağlardan kurtulmanız gerekiyor derken, yalnızca vücudunuzdaki fazlalık yağlardan bahsediyorum. Çünkü beslenme programınızdaki yağları hayatınızdan çıkarırsanız, testosteron seviyeniz denize bırakılan bir çapa gibi alçalmaya başlayacaktır. Internation Journal of Sports Medicine’de yayınlanan bir makaleye göre, balık ve kuruyemiş gibi tekli doymamış yağları tüketen erkeklerin, oldukça kısıtlı yağ tüketimi yapan erkeklere göre daha yüksek testosteron seviyesine sahip olduğu ortaya çıkmış durumda. Siz de testosteron seviyenizle birlikte kalp sağlığınızı da desteklemek istiyorsanız, bu tarz yağları makul oranlarda tüketmeli ve asla hayatınızdan çıkarmamalısınız.
Şimdiki madde pek hoşunuza gitmeyebilir. Ancak alkollü içkileri tüketmek testosteron seviyenizi darmadağın edebilir. Alkolün testosteron seviyesinde azalmaya neden olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ayrıca düzenli antrenman yapıyorsanız, sporunuz da bundan nasibini alacaktır çünkü alkol tüketmek protein sentezini de baltalayarak kas gelişimi sürecinizi son derece yavaşlatacaktır. Testosteron seviyenizi minimum derecede etkilemek istiyorsanız, alkol tüketiminizi bir ya da iki kadeh şarapla sınırlandırabilirsiniz. Tabii bunu da her gece tekrar etmemeniz faydanıza olacaktır.
Son olarak hayatımızdaki her şeye zarar veren stresten bahsedelim. Stresin hem fiziksel, hem de zihinsel olanı testosteron seviyenizi düşürecektir. Stres hormonu olan kortizol vücudunuzdaki testosteron üretimini ve bu hormonun dokularınız üzerindeki etkisini azaltacaktır. Uygun yoğunlukta kardiyo, komedi filmleri, klasik müzik dinlemek ve nefes egzersizleri yapmak stres atmanın en iyi yollarıdır. Ek olarak antrenmanlarınız neticesinde sık sık sakatlıklar yaşıyorsanız veya sürekli bir yorgunluk haliniz varsa, yaptığınız antrenmanların testosteron seviyenizi artırmaktan çok düşürüyor olabilir. Antrenman ve beslenme programlarınızı alanında uzman kişilerle birlikte oluşturmaktan çekinmeyin.
Fitness Antrenmanında Maksimum Potansiyeline Nasıl Ulaşırsın, cevapları buradan okuyabilirsin