Ana konumuz olan antrenman yapmaktan başlayalım… Sık sık duyduğum, antrenman süresiyle alakalı doğru bilinen yanlışlar var. İşin aslı şöyle: Uzmanlar ortalama antrenman süresinin ısınma ve soğuma egzersizleri içinde olacak şekilde en fazla 50-60 dakika kadar sürmesi gerektiğini belirtmektedir. Buradaki antrenman süresinin amacı; müsabık ya da profesyonel olmadığımız için vücudumuzun gerek duyduğu hareket etme ihtiyacını karşılamak ve vücudumuzda ileriki dönemlerde aşırı kullanımdan dolayı oluşacak aksaklıkları minimuma indirmektir. Gereğinden fazla antrenman yapmak sürantrene (overtraining) problemiyle karşılaşmanıza yol açabilir. Yani kaslarınız ve metabolizmanız gereğinden fazla stresle karşı karşıya kalabilir ve bu durum hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar yaşamınıza sebep olabilir. Bu sebeple antrenman ne kadar uzun sürerse o kadar faydalıdır görüşünden kurtulun ve duyduğunuz şehir efsanelerine kulak asmayın.
Başka bir konu da hangi sıklıkta antrenman yapılması gerektiği. “Sağlıklı yaşam” başlığı altında kendini her gün spor salonuna sürükleyenler, sözüm size. Sadece sağlıklı olmayı hedeflediğimiz noktayı baz alırsak, gün aşırı (24-48 saatte bir) olabilecek şekilde haftada üç-dört antrenman yapılabilir. Bunu kuvvet ve kardiyo egzersizleri olarak ikiye bölebilirsiniz. Tüm bunların vücudumuzda bir bütün hale gelmesi için ihtiyacımız olan da stretching ve mobilizayson egzersizleridir.
Stretching ve mobilizasyon konusu maalesef yok yere göz ardı edilen bir hale geldi. Bunları en kısa zamanda hayatınızın bir parçası haline getirmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Stretching ve mobilizasyon egzersizlerini antrenmanınıza eklemememiz demek, hiçbir zaman yüzde 100 kuvvet potansiyelinize ulaşamamanız anlamına gelir. Stretching ve mobilizayson egzersizleri kasların o an ve bir sonraki antrenmana hazırlanmadaki en etkin rolleri üstlenirken, antrenman sonunda yapılan stretching ve mobilizasyon egzersizleri laktik asidin kastan kana geçişini kolaylaştırarak vücudunuzdan daha kısa sürede uzaklaşmasına yardımcı olmaktadır. Bu, vücudunuzun daha kısa sürede toparlanması demektir. Ayrıca tüm yaptığımız stretching ve mobilite egzersizleri hareket açıklığını arttırarak eklem ve kaslarımızdan aldığımız verimi arttırır.
Son olarak: Evet, vücudumuzun bir biyolojik saati var. Uzmanlar en verimli antrenman saatlerini 16:00-18:00 arası olarak belirtiyor. Fakat bu saat dilimleri dışında yapılan antrenman, verimsiz bir antrenman demek değildir. Hali hazırda pandemi gibi olağanüstü bir durum yaşanırken ve bu denli yoğun ve stresli bir hayat sürdürürken benim tavsiyem ruh ve beden sağlığınız için saat kaç olursa olsun (uyku öncesi hariç - hormonlarınızın uyku saatinden hemen önce o denli yüksek salınımı uykunuzu kaçıracaktır) antrenmanınızı yapmanızdır. Unutmayın ki en kötü antrenman, yapılmayan antrenmandır.
Yazının devamı #GQsonbahar21'de.
HAREKET ETMEYE DAİR DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR