Spor konusunda nispeten şanslı bir aileden ve coğrafyadan geliyorum. Hayatını profesyonel futbola adamış bir babanın oğlu olarak, spor ve altyapıya en fazla önem veren ülkelerden birinde, İsveç’te doğdum. Yürümeye başladığın anda sağlıklı yaşama ve bir spor branşına yönlendirildiğin bir yerde bu alanda eğitimin her türlüsünü alarak geldim vatan topraklarına. Spor yapmak, iyi beslenmek, aktif olmak... Bu konulara hiç yabancı büyütülmedim.
Son iki yıldır dünyanın en önemli amatör bisiklet yarışlarına katılan ve ülkedeki imkanı olmayan çocuklara bisiklet hediye etmeyi amaçlayan Veloturk takımının üyesiyim. Her bir yarışımız ortalama 150 km’lik parkurlarda yapılıyor ve biz hazırlık için haftada minimum 300 km bisiklete biniyoruz. Fast food ve paketlenmiş gıda tüketmemeye hâlâ gayret ediyorum. Yazıya girişim, spor salonuna CV gönderen fitness hocası gibi oldu, farkındayım. Peki niye yazdım tüm bunları? Hemen açıklayayım...
Her şey, bir gün ofiste oturuken mail box’ıma düşen “Sizi Bodyism’le tanışacağınız bir serüvene davet ediyoruz” mesajıyla başladı. Sonunda “-ism” olan kelimelere ayrı bir ciddiyetle yaklaşmak gerekir. Ben de öyle yaptım, dikkatlice okudum. Özetle iki gün boyunca Bodyism’in kurucusu James Duigan’la bire bir çalışacak, onun beslenme ve antrenman programlarına uyacak, o yat dediği zaman yatacak, kalk dediği zaman kalkacaktım. Disiplinli yaşama uymak konusunda bir sıkıntım yoktur. Bu yüzden hemen “Evet varım!” deyip, Duigan’ı ve Bodyism’i araştırmaya başladım.
James Duigan eski, profesyonel bir sporcu. Kendi antrenman ve beslenme teknikleriyle oluşturduğu Bodyism akımı son yıllarda dünyayı etkisi altına almış durumda. Önemli sporcular, aktörler ve aktrisler onunla çalışıyor. Yayınlanmış altı adet kitabı var ve hepsi çok satanlar listesinin en üst sıralarında. James Duigan size sadece yiyeceğiniz yemekleri, yapacağınız antrenmanları söylemiyor. Hayatınızı daha mutlu yaşayacağınız yollar öğretmeye çalışıyor. Bu yüzden fiziksel olduğu kadar ruhsal gelişmeye de önem veriyor. Bu son satırlar, kendisiyle ilgili yapılan yorumlardan alınma. Bir de gidip bizzat denemekte fayda var.
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Temmuz sayısında ve GQ Türkiye Dijital edisyonunda...