Gülen bir yüzü anımsatan sempatik hatları, küçük ve kullanışlı bir gövdeyle birleştiren MINI, 60’lı yılların ikonlarından biriydi. BMW’nin markayı bünyesine ekleyip 2001’de üretime geçmesiyle çok daha sofistike bir yapıya kavuşan modeller küçük sınıfı, üst segment otomobillerde görmeye alışık olduğumuz kalite, güvenlik ve sürüş dinamikleriyle tanıştırdı. Böylece yer aldığı sınıfta “Premium” kategorisinin oluşmasına neden oldu.
Nisan ayında Türkiye’de satışa sunulacak yeni MINI ise bütün bu özellikleri bir üst seviyeye taşıyor. İlk bakışta yerini aldığı modelden çok farklı görünmese de birçok ilkin sunulduğu yeni modelde, neredeyse her şey baştan tasarlandı. Hız, navigasyon gibi öncelikli sürüş bilgilerini ön cama aktaran ve güneşli havada bile kolaylıkla okunabilen head-up display, LED farlar, tavan rayları, üç sürüş modu, start/stop sistemi, öndeki araçla belirlenen mesafeyi sabit tutan radar kontrollü cruise control, çarpma uyarı sistemi, geri görüş kamerası, uygun alan tespit ettiğinde otomobili otomatik olarak park eden (sürücü sadece gaza ve frene müdahale ediyor) park destek sistemi, bunlardan sadece birkaçı.
Yerini aldığı modelden daha yüksek olan yeni MINI’nin uzunluğu 10, genişliğiyse 4.5 cm arttı. Bagaj otomobilin boyutlarından dolayı sınırlı bir alan sunsa da hacmi, 51 litre artırılarak 211 litreye ulaştı. Bu, hiç de küçümsenmeyecek bir fark.
Büyüyen boyutların önde ve arkada yolculuk edenlere yansıtıldığı kabin, MINI’nin geleneksel tarzını yansıtmakla birlikte göstergelerden kontrol butonlarına kadar tamamen yeni bir yüze kavuştu. Eskiden direksiyonun arkasında yer alan devir saati, hız göstergesiyle değiştirilirken devir saati onun yanına yarım ay şeklinde konumlandırıldı. MINI’nin en karakteristik özelliklerinden olan orta konsoldaki büyük yuvarlak göstergeyse artık hız yerine navigasyon, klima, müzik sistemi ve telefon fonksiyonlarını takip edebileceğiniz 8.8 inç büyüklüğündeki (opsiyonel) TFT ekrana ev sahipliği yapıyor. Bütün özellikler, vites kolunun arkasında yer alan BMW iDrive benzeri bir butonla kontrol ediliyor. Bu büyük ekranın çerçevesini oluşturan LED aydınlatma, ayarlara bağlı olarak renk değiştiriyor. Örneğin klimanın ısısını soğuğa ayarladığınızda mavi, sıcağa ayarladığınızda kırmızıya dönüşüyor.
Artan malzeme kalitesinin ilk andan itibaren hissedildiği yeni modelde motoru çalıştırmak için artık UFO şeklindeki anahtarı yuvasına yerleştirmek gerekmiyor. Daha sade bir görünüme sahip anahtarı yanınızda bulundurup orta konsoldaki kırmızı butonu aşağı bastırmanız yeterli. Yeni tasarıma sahip koltuklar da estetik ve konfor açısından başarılı.
Yazının tamamı ve ve çok daha fazlası GQ Garaj sayfalarında, GQ Türkiye Mart sayısında ve GQ Türkiye iPhone/iPad edisyonunda...