Teksas, Austin’de yapılan dünyanın bir numaralı teknoloji ve inovasyon etkinliği SXSW’ya bu yıl Meerkat damga vurdu. Canlı yayın yapmaya imkan sağlayan uygulama, katılımcılar arasında hızla yayıldı; böylece etkinlikten pek çok anı cep telefonlarımızdan izleme şansı yakaladık.
Başlangıçta Twitter arabirimi üzerinde işleyen bu sevimli uygulama, canlı yayına geçildiği anda bildirimde bulunuyor, yaptığımız paylaşımlar Twitter timeline’ına da anında yansıyordu. Meerkat’i ilk anda o kadar popüler yapan ve aslında bugün içinde bulunduğu zor duruma düşüren de, bu özellik oldu.
Etkinlik bitip herkes evlerine dağıldıktan sonra birçok haber kaynağı bu yılın Meerkat yılı olacağını ilan etmeye başlamıştı. Ne de olsa 2007’de Twitter, 2009’daysa Foursquare yine SXSW’da hızlı bir çıkış yapmış ve bugün hayatımızın vazgeçilmez birer parçasına dönüşmüşlerdi.
Ancak işler beklendiği gibi gitmedi. Çünkü Meerkat’in üzerinde büyüyüp serpildiği Twitter, bir süre önce aynı fonksiyonu yerine getiren Periscope adlı bir uygulamayı 100 milyon dolar karşılığında satın almış, anlık canlı yayın işine ciddi bir yatırım yapmıştı. Twitter, pazarı başkasına kaptırdığını fark ederek hemen harekete geçti, henüz beta aşamasında olan, kapalı kapılar ardında geliştirilen yeni uygulamasını kullanıcılara açtı.
Bunu yaparken Meerkat’in hayat suyunu kesmekten de geri durmadı. Rakip uygulamanın kendi platformunu kullanmasını engellemeye, insanların canlı yayın yapma konusunda artan iştahını Periscope’a yönlendirmeye başladı. An itibarıyla bu işi başarmış gibi de görünüyor. Meerkat, SXSW’dan sonraki popülaritesini yavaş yavaş yitirirken, Periscope hızla yayılıyor.
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Haziran sayısında ve GQ Türkiye Dijital edisyonunda...
Periscope'un ilk global fenomeni
Adı Amanda Oleander. 25 yaşında neşeli bir genç kız. Yay burcu. İki yıl önce Los Angeles’a yerleşmiş. E! Online adlı bir aplikasyon geliştirme şirketi için freelance çalışan bir ilüstratör. Dünya çapında tanınmasını sağlayan özelliğiyse Periscope’un ilk fenomenlerinden biri, kendi deyişiyle “en sevileni” olması.
Ne yapıyor da izleniyor diye sorarsanız yanıt basit: Neredeyse hiçbir şey! Büyük şehirde yaşayan ve şehrin tadını çıkaran hoş bir kız sadece. İnsanlar da onun gündelik hallerini merak edip izliyor. Periscope’un en ilginç taraflarından biri de bu belki de: Sıradan insanların canlı yayın yapmasına imkan sağlarken, sıradanlığın ilginçliğini deneyimleme şansı da sunması.
Açıldığının ikinci günü Periscope kullanmaya başlayan Amanda’yı, çoğunlukla direksiyon başında, takipçilerinin yorumlarına cevap verirken izliyoruz. Canlı yayın başlar başlamaz bir anda yüzlerce, bazen binlerce kişinin izlemeye başladığını görüyorsunuz. Dünyanın her yerinden gelen (aralarında bol bol Türkçelerin de bulunduğu) yorumları ve rengarenk kalpleri saymaksa imkansız.
Bu yazı yazıldığı sırada 90 bine yakın takipçisi, 11 milyona yakın kalp birikimi olan Amanda, 100 bin takipçiyi geçince dünya turuna çıkmayı, “şimdiye kadar henüz hiç tanışmadığı arkadaşlarıyla” bir araya gelip birlikte resim yapmayı planlıyor.
Yazının tamamı ve çok daha fazlası GQ Türkiye Haziran sayısında ve GQ Türkiye Dijital edisyonunda...
